Ana Sayfa
/
Kararlar
/
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
/
2019/275277-Konya İli Hadim İlçesi 147 Adet Konut ve 1 Adet Ticaret Merkezi İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi
Bilgi
İKN
2019/275277
Başvuru Sahibi
Efe Demiryolu Ray Sistemleri Makine Mühendislik İnşaat Madencilik Enerji Petrol San. ve Tic. A.Ş.
İdare
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
İşin Adı
Konya İli Hadim İlçesi 147 Adet Konut ve 1 Adet Ticaret Merkezi İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
BAŞVURU SAHİBİ:
Efe Demiryolu Ray Sistemleri Makine Mühendislik İnşaat Madencilik Enerji Petrol San. ve
Tic. A.Ş.,
İHALEYİ YAPAN İDARE:
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı,
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2019/275277 İhale Kayıt Numaralı “Konya İli Hadim İlçesi 147 Adet Konut ve 1 Adet
Ticaret Merkezi İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 09.07.2019
tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Konya İli Hadim İlçesi 147 Adet Konut ve 1
Adet Ticaret Merkezi İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi” ihalesine ilişkin olarak
Efe Demiryolu Ray Sistemleri Makine Mühendislik İnşaat Madencilik Enerji Petrol San. ve
Tic. A.Ş.nin 29.11.2019 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 04.12.2019 tarihli
yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 16.12.2019 tarih ve 54627 sayı ile Kurum
kayıtlarına alınan 16.12.2019 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Başvuruya ilişkin olarak 2019/1628 sayılı itirazen şikâyet dosyası kapsamında yapılan
inceleme neticesinde esas inceleme raporu tanzim edilmiştir.
KARAR:
Esas inceleme raporu ve ekleri incelendi.
İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, ihalenin tarafları üzerinde bırakıldığı ve
22.10.2019 tarihinde sözleşmeye davet edildikleri, yetkili mahkemeye yaptıkları konkordato
taleplerinin kabul edilerek üç ay geçici mühlet verildiği, dolayısıyla 4734 sayılı Kanun’un
10’uncu maddesi gereği tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılarak geçici teminatın iade
edilmesi gerektiği, bu husustaki taleplerinin idarece reddedildiği, geçici teminatın gelir
kaydedilerek yasaklama kararı verileceğinin bildirildiği, işlemin mevzuata aykırı olduğu iddia
edilmekte ve herhangi bir yaptırım uygulanmaksızın tekliflerin değerlendirme dışı bırakılması
talep edilmektedir.
Başvuru sahibinin iddialarının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit
edilmiştir.
11.10.2019 tarihinde ihale yetkilisince onaylanan aynı tarihli komisyon kararı ile
ihalenin başvuru sahibi üzerinde bırakıldığı, 22.10.2019 tarihinde EKAP üzerinden
gönderilen yazı ile başvuru sahibinin sözleşme imzalamaya davet edildiği, başvuru sahibinin
idareye sunduğu 01.11.2019 tarihli dilekçesi ile, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkeme’sine
yaptıkları konkordato talebi üzerine üç aylık geçici mühlet verilmesinden bahisle tekliflerinin
değerlendirme dışı bırakılması ve geçici teminatın iadesi yönünde talepte bulunduğu,
İdarenin 22.11.2019 tarihli yazısı ile talebin reddedildiği ve sözleşme imzalama
yükümlülüğünün ihlali gerekçesiyle geçici teminatın gelir kaydedilmesi ve yasaklama
işlemlerinin başlatılması yönünde karar alındığı, karara karşı başvuru sahibinin yaptığı
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
şikayet başvurusunun idarece reddedildiği ve işbu karara konu itirazen şikayet başvurusunun
yapıldığı görülmüştür.
4734 sayılı Kanun’un “Sözleşme yapılmasında isteklinin görev ve sorumluluğu”
başlıklı 44’üncü maddesinde “İhale üzerinde kalan istekli 42 ve 43 üncü maddelere göre kesin
teminatı vererek sözleşmeyi imzalamak zorundadır. Sözleşme imzalandıktan hemen sonra
geçici teminat iade edilir.
Bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek
kalmaksızın ihale üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilir...” hükmü,
Aynı Kanun’un “İhalelere katılmaktan yasaklama” başlıklı 58’inci maddesinin birinci
fıkrasında “17 nci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler
hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar,
üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme
yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar, 2 nci ve 3 üncü
maddeler ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine
katılmaktan yasaklama kararı verilir. Katılma yasakları, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili
veya bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan
idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı
birlik, müessese ve işletmelerde ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilir.” hükmü,
Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “İhale üzerinde kalan isteklinin
sözleşmeye davet edilmesi” başlıklı 68’inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise “ Mücbir sebep
halleri dışında, ihale üzerinde kalan istekli, yasal yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşme
imzalamak zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde, ihale üzerinde kalan isteklinin
geçici teminatı gelir kaydedilerek Kanunun 58 inci maddesi hükümleri uygulanır. Ancak,
Kanunun 10 uncu maddesi kapsamında taahhüt altına alınan durumu tevsik etmek üzere
idareye sunulan belgelerin taahhüt edilen duruma aykırı hususlar içermesi halinde, ihale
üzerinde kalan isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilmekle birlikte, hakkında Kanunun 58
inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Özetle, ihale üzerinde kaldığı halde sözleşmeye davete icap etmeyen istekliler
hakkında, mücbir haller dışında, geçici teminatın gelir kaydedilmesi ve altı aydan az
olmamak üzere yasaklama işlemlerinin başlatılması mevzuatın amir hükmü olup idarece bu
yönde işlem tesis edildiği, yasaklama kararının 06.12.2019 tarihli ve 30970 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlandığı anlaşılmıştır.
Yapılan incelemede, başvuru sahibinin 26.09.2019 tarihli dilekçe ile yetkili
mahkemeden bir ödeme planı çerçevesinde vade konkordatosu talep ettiği, Ankara 3. Asliye
Ticaret Mahkemesi’nin 30.09.2019 tarihli kararında başvuru sahibi şirkete ilişkin olarak 3 ay
süreyle geçici mühlet verildiği görülmüştür. Anılan kararın ve başvuru sahibinin teklifinin
yaptırımsız olarak değerlendirme dışı bırakılması gerektiği yönündeki iddiasının dayanağı
olan mevzuat düzenlemeleri ve bu husustaki değerlendirmeler aşağıdaki gibidir:
4734 sayılı Kanun’un “İhaleye katılımda yeterlik kuralları” başlıklı 10’uncu
maddesinin dördüncü fıkrasında “a) İflas eden, tasfiye halinde olan, işleri mahkeme
tarafından yürütülen, konkordato ilân eden, işlerini askıya alan veya kendi ülkesindeki
mevzuat hükümlerine göre benzer bir durumda olan
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
b) İflası ilân edilen, zorunlu tasfiye kararı verilen, alacaklılara karşı borçlarından
dolayı mahkeme idaresi altında bulunan veya kendi ülkesindeki mevzuat hükümlerine göre
benzer bir durumda olan” isteklilerin ihale dışı bırakılacağı hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; Avrupa Birliği mevzuatına uygun olarak
isteklilerin yeterlik değerlendirmesi aşamasında ihale dışı bırakılabileceği hallerin belirlendiği
ifade edilmiş olup, bu bağlamda; 4734 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olan
14.06.1993 tarihli ve 93/37 sayılı Avrupa Birliği Direktifinin, ihale dışı bırakılma durumlarını
düzenleyen 24’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, anılan Kanun maddesinin
dördüncü fıkrasının (a) bendinde geçen “konkordato ilan eden” ibaresine karşılık olarak “Any
contractor…entered into an arrangement with creditors (alacaklılarla anlaşma sağlayan
istekli)” ibaresine yer verildiği, ayrıca; 4734 sayılı Kanun’un aynı maddesinin aynı fıkrasının
(b) bendinde geçen “alacaklılara karşı borçlarından dolayı mahkeme idaresi altında
bulunan” ibaresine karşılık olmak üzere, yine Direktifin aynı maddesinin (b) bendinde, “Is
the subject of…administration by the court for an arrangement with creditors (Alacaklılarla
anlaşma sağlamak için mahkeme idaresi altında bulunan)” ibaresine yer verildiği
görülmektedir. Yine; 2004/18 sayılı Klasik Kamu Alımları Direktifinde de aynı yönde
düzenlemenin korunduğu, 2014/24 sayılı Klasik Kamu Alımları Direktifinin 57'nci
maddesinde ise bu defa alacaklılarla anlaşma durumuna yönelik olarak yalnızca “...where it is
in arrangement with creditors (alacaklılarla anlaşma halinde olan)” kavramının kullanıldığı
anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede; 4734 sayılı Kanunun 10’uncu maddesindeki ihale dışı bırakılmaya
ilişkin olarak 93/37 sayılı Direktife uygun olarak düzenleme yapıldığı ve “alacaklılarla
anlaşma sağlayan istekli” kavramını karşılamak üzere anılan Kanun maddesinde“ konkordato
ilân eden” kavramının kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca Türk hukukunda, çeşitli kanun
hükümlerinde de kavramsal olarak “konkordato ilanı” dışında; “konkordato mühleti-süresi
almış olma”, “konkordato talep etme” gibi kavramlara da yer verildiği görülmektedir.
Örneğin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun, bölünmeye katılan şirketlerin sorumluluğuna
ilişkin olarak, 176’ncı maddesinde ikinci derecede sorumlu olan şirketlerin takip
edilebilmeleri için birinci derecede sorumlu şirketin “konkordato mühleti/süresi almış”
olmasının gerekli olduğu, yine aynı Kanun’un 377’nci maddesinde anonim şirketlerde
yönetim kurulu veya alacaklıların iflas dışında “konkordato talep edebileceği”, limited
şirketlere ilişkin 634'üncü maddesinde “konkordato talebiyle ilgili” anonim şirket
hükümlerinin uygulanacağı, sigorta sözleşmesinin feshine ilişkin olarak 1413’üncü
maddesinde “sigortacının konkordato ilan etmesi” hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Tapu siciline ilişkin düzenlemeler kapsamında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun
1010’uncu maddesinde ise “konkordato ile verilen süre”, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması
bakımından şerh konulması sebepleri arasında sayılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 285’inci ve devamı maddelerinde
düzenlenen konkordato müessesi, 28.02.2018 tarih ve 7001 sayılı Kanunla yeniden
canlandırılmış ve bu şekilde İcra ve İflas Kanunu’nun 179’uncu maddesinde düzenlenmiş
bulunan “iflasın ertelenmesi” müessesesinin kaldırarak bunun yerine yeni hükümlerle, aynı
zamanda bu müessese yeniden işlerlik kazanmıştır.
Hukuki yönüyle konkordato; vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya
vadesinde borçlarını ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurduğu ve mahkemenin tasdiki
ile hüküm ifade eden bir hukuki müesseseyi ifade etmekte olup, aynı zamanda borçlu
hakkında iflas talebinde bulunabilecek alacaklıların da, gerekçeli bir dilekçeyle mahkemeden
konkordato talebinde bulunması da mümkün bulunmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen bu türden bir hukuki yol aynı zamanda, borçlunun
belirli bir zaman dilimi içerisinde borçlarını, Kanunda öngörülen nitelikli çoğunlukla ve usule
uygun olarak alacaklıları tarafından kabul edilmiş ve yetkili makamca onaylanmış olan teklifi
doğrultusunda ve kendisi için elverişli koşullar çerçevesinde ödemesini mümkün kılan, iflasın
ve tasfiyenin alternatifi olarak borçluya ayakta kalma, ticari faaliyetlerinin devam ettirme ve
bu şekilde ticari hayatta tabiri caizse yaşama olanağı veren hukuksal bir kurumdur. İcra ve
İflas Kanunu’nun 286’ncı maddesine göre, konkordato tasdikine ilişkin süreç iflasa tabi olsun
olmasın herhangi bir borçlu veya alacaklı tarafından mahkemeye konkordato ön projesi ile
borçlunun malvarlığını gösterir diğer belgelerin sunulması suretiyle yapılan konkordato talebi
ile başlayacak olup, bu talep üzerine mahkeme tarafından, belgelerin eksiksiz olduğu tespit
edilirse derhâl “geçici mühlet” (3 ay) kararı verilerek, malvarlığının muhafazası için gerekli
tedbirleri alınarak ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının
yakından incelenmesi amacıyla bir veya gerektiğinde üç kişi geçici konkordato komiseri
olarak görevlendirilecektir.
Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun
resmi ilan portalında ilan olunarak, derhal tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi
dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliği’ne, Türkiye Katılım
Bankaları Birliği’ne, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına,
Sermaye Piyasası Kurulu’na ve diğer lazım gelen yerlere bildirilecektir. Geçici mühlet içinde
yapılan duruşma sonucunda mahkemece konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün
olmasına kanaat getirilirse, “kesin mühlet” (1 yıl) kararı verilecek ve yeni bir görevlendirme
yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin
görevine devam etmesine de karar verilerek gerekli görüldüğü takdirde ayrıca bir alacaklılar
kurulu da oluşturulacaktır; bu kararlar da geçici mühlet kararına ilişkin usul ve esaslar
çerçevesinde ilan olunacaktır. Kesin mühlet süresi içinde; komiser başkanlığında
gerçekleştirilen alacaklılar toplantısında konkordato projesi, kaydedilmiş olan alacaklıların ve
alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini
aşan bir çoğunluk tarafından imzalanırsa kabul edilmiş sayılacaktır. Konkordato projesinin
müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek
şekilde derhal imza olunacak ve toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen
iltihaklar da kabul olunarak; komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün
içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine
ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi edecektir.
Geçici ve kesin mühlet, doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından aynı olup, hakkında
geçici ya da kesin mühlet kararı verilen borçlunun tasarruf yetkisi, alacaklıları zarara
uğratmaması amacıyla sınırlandırılmakta ancak tamamen ortadan kaldırılmamaktadır. Bu tür
bir süreçte borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edilebilecek olmakla birlikte,
mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkemece, bazı işlemlerin ancak komiserin izni
ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine de
karar verebilecektir.
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
Bununla birlikte borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin
tesis edemeyecek, kefil olamayacak, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi
olsa devredemeyecek, takyit edemeyecek ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacaktır; bunun
dışında söz konusu kurallara yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranması halinde mahkeme,
borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini de kaldırabilecektir. Ayrıca; mühlet içinde
borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacak ve önceden
başlamış takipler duracak, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmayacak ve bir
takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemeyecektir.
Yine; kesin mühletin sözleşmelere etkisine ilişkin olarak da; sözleşmenin karşı
tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf
olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da
borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı
fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hale getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun
konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmayacak, sözleşmede bu yönde bir hüküm
bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona
erdirilemeyecektir; borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen
sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir
zamanda sona erecek şekilde feshedebilecektir.
Komiserin raporuna istinaden mahkeme kesin mühlet içerisinde borçlunun mali
durumunun düzelmesi halinde veya kesin mühlet içerisinde konkordato talebinin reddi ile
iflasa tabi borçlu açısından konkordato talebinin reddi ile iflasın açılmasına ve iflasa tabi
olmayan borçlu açısından da yine konkordato talebinin reddine karar verebilecektir.
Yine; İİK’nun 305’inci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde,
konkordato mahkemece yine tasdik edilerek, yine aynı Kanun’un geçici mühlet kararının
ilanına ilişkin 288’inci maddesine göre ilan edilecektir. Bu durumda ayrıca; konkordatonun
tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını
hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilecektir. Bu çerçevede; İİK’nun 308/c ve 308/ç
maddeleri uyarınca konkordato tasdik kararı ile birlikte:
-Aksi mahkemece kararlaştırılmamışsa; konkordato kural olarak tasdik kararıyla
birlikte hukuken bağlayıcı hale gelecek,
-Konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet
içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacak,
-Geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya
çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürülecektir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
-4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesindeki ihale dışı bırakılma durumlarının
düzenlenmesinde 93/37 sayılı Direktifin göz önünde bulundurulduğu ve Direktifte geçen
“alacaklılarla anlaşma sağlayan istekli” kavramını karşılamak üzere anılan “konkordato ilan
eden” kavramının kullanıldığı, Türk hukukundaki yukarıda aktarılan diğer mevzuat
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
düzenlemelerinde de "konkordato talebinin" ya da "konkordato süresinin" öngörüldüğü
hukuki durumlara ilişkin olarak da, "konkordato ilanı" kavramının kullanılmadığı, söz konusu
kavramların kullanılarak madde hükümlerinin düzenlendiği,
-Konkordatonun amacının tasfiyeye yönelik olmadığı, borçlunun ticari hayatını
sürdürülmesinin sağlanmasının amaçlandığı, bu amaca yönelik olarak alacaklıların
alacaklarının bir kısmından feragat ettikleri, bu süreçte borçlunun tasarruf yetkisinin kanunda
öngörülen hallerle sınırlandırıldığı ancak tamamen ortadan kaldırılmadığı,
-Konkordato tasdik sürecinin, iflasa tabi olsun veya olmasın herhangi bir borçlu veya
iflas talebinde bulunabilecek alacaklı tarafından mahkemeye yapılan bir başvuru ile başlayan,
kanuni şartların gerçekleşmesi halinde mahkemeye takdir yetkisi bırakılmaksızın geçici ve
kesin mühlet verilmesiyle devam ettirilen ve alacaklıların kabulü ile kanunda aranan diğer
şartların sağlanması kaydıyla tasdik edilebilir hale gelen hukuki bir müesseseyi ifade ettiği,
ayrıca; geçici mühlet kararı verilmesinde ve bunun ilan edilmesinde, kanunda öngörülen
belgelerin sunulup sunulmadığı göz önünde bulundurularak bu aşamada; yalnızca şekli bir
incelemeye dayalı bir ilandan söz etmenin mümkün bulunduğu,
-Mahkemece geçici mühlet kararı verilmesi ve bunun ilanı aşamasında hukuken henüz
ortada alacaklılarla yapılmış olan bir anlaşmanın varlığından söz edilemeyeceği, zira bu
türden işlemlerin amacının birer hukuki himaye tedbiri olarak, konkordatonun başarıya
ulaşmasının mümkün olup olmayacağı hususunun ortaya konulması olduğu,
-Borçlu ile alacaklılar arasında yapılan anlaşmanın hukuki sonuç doğurabilmesi için
ise; geçici ve kesin mühlet sonunda mahkemece komiserin konkordato raporu ve ilgili diğer
belgelerin incelenmesi suretiyle tasdik edilerek ilan edilmesi gerektiği; yine, mahkemece
konkordato tensip tutanağının düzenlenmesinin ya da mahkemeden konkordato talebinde
bulunulmasının, ortada bu türden bir anlaşmanın varlığını hukuken tevsik etmediği,
- İcra ve İflas Kanunu’nun 306’ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, konkordato
talebinin tasdik kararının 288’inci maddeye göre ilan olunacağı ve 308/a maddesi uyarınca da
itiraz eden diğer alacaklılar yönünden de ilan tarihinden itibaren kanun yollarına başvurma
süresinin başlayacağının hükme bağlandığı,
Hususları birlikte göz önünde bulundurulduğunda; bir isteklinin, 4734 sayılı Kanun’un
10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasında geçen “konkordato ilan eden” kapsamında
değerlendirilmesinde, mahkemece verilen konkordatonun tasdik kararının ilan edildiği tarihin
dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu çerçevede yapılan inceleme neticesinde, başvuru sahibi istekli tarafından, idareye
sunulan Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait kararda, başvuru sahibi istekliye 3 ay
süreyle geçici mühlet verildiği görülmüş, bu bağlamda konkordatonun tasdik edildiği ya da
onaylandığı sonucuna varılamayacağından başvuru sahibinin “konkordato ilan eden”
durumunda olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, sözleşmeye davet edilen başvuru sahibi isteklinin gelinen aşamada
“konkordato ilan eden” durumunda olmadığı halde, sözleşmeyi imzalama yükümlülüğünü
yerine getirmediği görülmüş, idarece geçici teminatın gelir kaydedilmesi işleminde mevzuata
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No
Gündem No
Karar Tarihi
Karar No
: 2020/001
: 37
: 08.01.2020
: 2020/UY.I-31
aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, 4734 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesinin (b) bendinin 1 no’lu alt
bendinde yer alan hüküm gereğince, Kamu İhale Kurumuna, 4734 sayılı Kanun’a göre
yapılacak ihaleler ile ilgili olarak ihalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar
olan süre içerisinde “idarece yapılan işlemlerde” bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine
uygun olmadığına ilişkin şikâyetleri inceleyerek sonuçlandırma görevi verilmiştir.
4734 sayılı Kanun’un 58’inci maddesinde, üzerine ihale kaldığı halde mücbir sebep
halleri dışında usulüne uygun sözleşme imzalamadıkları tespit edilen gerçek veya tüzel kişiler
hakkında ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yasaklama kararlarının niteliği gereği ihaleyi gerçekleştiren idarelerin ve bunların bağlı/ilgili
oldukları bakanlık veya kurumların görev ve sorumluluğunda bir husus olduğu, işlemin
Kurum’un görev alanında bulunmadığı ve başvuru sahibinin bu husustaki iddiasının görev
yönünden reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun'un 65'inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ
edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare
Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
Anılan Kanun'un 54'üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen
şikâyet başvurusunun reddine,
Oybirliği ile karar verildi.